Linux 2.6.27 Çekirdeğinin En İyi Özellikleri



Ekleyen
robut
Güncelleme Zamanı
09.12.2009

Windows 7'de neyin daha iyi olacağını gerçekten bilen birileri var mı? Microsoft tarafından yapılan tanıtımlardan yola çıkarak tahmin yürütmek pek kolay değil.Öte yandan yeni bir Linux piyasaya çıktığında, neler olacağını rahatlıkla görebiliyoruz.

tuxIntel'in e1000e Gigabayt Ethernet aygıt yazılımıyla geçirilen kısa bir hıçkırıktan sonra, Linux 2.6.27, 9 Ekim'de piyasaya çıktı. Bu iyi fakat çığır açmayan bir çekirdek. Yine de en azından 5 önemli geliştirmeye sahip.

Bu geliştirmelerden ilki, aygıt yazılımlarının işletiminde yeni bir yöntemin sunuluyor olması. Başınıza gelebilecek en mükemmel şey, Linux çekirdeğinizin (kernel) her sürücüyle uyumlu olmasıdır. Linux kullanıcıları çok iyi bilirler ki, Atheros gibi üreticiler tarafından uyumlu olan bazı aygıt sürücü yazılımlarının piyasaya çıkmalarına rağmen, birçok çekirdek kendi sürümü ile tam uyumlu yazılıma ihtiyaç duyuyor. Linux 2.6.27'de aygıt yazılımı "blob"ları (binary large object - ikili geniş nesne) artık kalıcı bir eve; "lib/firmware" adlı yeni bir konuma sahip.

Bu, özellik sayesinde, tüm Linux dağıtıcılarına uyumlu hizmetleri tek bir yaygın yöntemle çalıştırmak oldukça kolay hale geliyor. Kullanıcılar için bunun anlamı bu tarz cihazları kullanmanın daha kolay hale gelmesi demek.


İkinci güzel özellik ise, Linux 2.6.27'nin Web kameralarını desteklemek için ikinci büyük adımı atmış olması. Web kameraları desteklemek için atılmış ilk büyük adım, bundan önceki Linux sürümü 2.6.26'da geldi. Bu sürümle ilk defa USB Web kamera desteği getirildi. Bir de gspca (Kamera Adaptörü İçin Genel Yazılım Paketi) sürücüsünün eklenmesiyle artık Linux'ler, çok popüler spca5x çip ailesinin üzerine kurulu Web kameralara tam bir destek sağlıyor.

Üçüncü özellik ise, Linux'un son sürümünde sunulan - bu değişiklik uzun dönemde muhtemelen en önemli özellik olacaktır - Linux'un artık USB sürücüleri ve popülaritesi artan SSD'ler (Solid State Driver- Katı Yapılı Sürücü) gibi flash belleğe dayalı hafıza aygıtlarına doğrudan erişimi destekliyor olması. Linux, bunu yeni UBIFS (unsorted block images file system - sıralanmamış block image dosya sistemi) sayesinde yapıyor.

Sadece Linux değil diğer eski işletim sistemleri, flash sürücüleri normal sabit sürücüler olarak algılar. Bu durumda disk yine çalışır fakat SSD'lerin (KatıYapılı Sürücüler) çok daha hızlı okuma ve daha hızlı yazma gibi avantajlarından yararlanılamaması anlamına gelir. Linux/Unix/Mac terimlerinde, normal sürücüler "blok aygıtları"dır (block device). Flash sürücüler MTD'dir (Memory Technology Devices - Bellek Teknolojisi Aygıtları). Ana fark ise, blok aygıtların (block devices), sabit sürücüde olduğu gibi, 512, 1024, 2048 bayt gibi kısmen küçük bellek alanlarına bölünmüş olmasıdır. Bellek Teknolojisi Aygıtları (MTD'ler) ise bölümler yerine "eraseblocks" kullanır. Bu eraseblocks 128KB'tan başlar.

Şimdilik UBIFS (unsorted block images file system - sıralanmamış block image dosya sistemi) - tümleşik Linux geliştiricileri için önemli olsa da - Linux masaüstünde ve sunucu (server) performansında çok fazla bir fark yaratmayacak. Bunun nedeni, çoğu modern flash sürücüsünün, bir blok arayüzünü işletim sistemine sunan, öykünme (emulation) katmanı FTL (Flash Translation Layer- Flash Dönüştürme Katmanı) kullanmasıdır. Ancak, hem donanım hem de işletim sistemi geliştiricilerinin, klasik flash aygıtlarına UBIFS erişimini sağlamaya başladıkları için doğrudan flash belleğe erişebiliyor ve flash ve SSD performansında büyük bir atış görebiliyoruz.

Dördüncü sırada, kullanıcılara daha yakın bir zamanda yarar sağlayacak bir geliştirme de, yeni Ext4 Linux dosya sisteminin "delayed allocation" (gecikmiş bellek ayırma) içeriyor olması. Garip ismine rağmen aslında bu, sabit sürücü yazma hızını büyük oranda arttıran bir teknoloji. Bu teknik, özellikle tartışmalı Reiser4 dosya sisteminde daha önce de kullanılmıştı. Bu teknik, veriyi anında sürücünüze yazmayarak işliyor. Buraya kadar yeni bir şey yok. Sistemler, yıllardır veriyi RAM'lerde önbelleğe alıyorlar. Ancak, daha önceki hafızaya alma rutinlerinde hiçbir şey yazılmasa bile sistem, disk yapılarında bellek ayırıyordu. Bu çok büyük bir gecikme olarak görülmeyebilir fakat bir veri tabanı sürücüsü gibi çoklu yazma sistemlerinde kesinlikle bir fark yaratacaktır. Örneğin, gecikmiş bellek ayırma (delayed allucation), Sun'ın ZFS gibi yüksek performanslı dosya sistemlerinde de kullanılıyor.

Ext4 ayrıca çok büyük sürücüleri de kullanabiliyor. Ne kadar büyük diye soracak olursanız, yeterli diskiniz varsa 1024 petabaytı (yaklaşık 1.000.000 tane 1 terabaytlık disk) deneyebilirsiniz. Bugünün süper bilgisayarları en fazla bir düzinepetabayta erişebiliyor. Ext4'ü yakın bir zamanda çoğu yüksek kapasiteli Linux sunucusunda yerini alacaktır.

Listemizdeki 5 numara ise, tek bir geliştirmeden çok bir değişiklikler koleksiyonu niteliğinde. Bu sürümle, Linux, Atheros, Intel ve Renesas aygıtları da dâhil, birçok ağ aygıtına yerel ve gelişmiş bir destek ekliyor. Buna ek olarak Linux'un güvenlik duvarı temel yazılımı netfilter, IPv6 desteğini büyük ölçüde geliştirdi.

Red HatBu değişikliklerden hiç biri, tek olarak düşünüldüğünde, 2.6.21 çekirdeğinde KVM'nin (Kernel Virtual Machine - Sanal Çekirdek Makinesi) eklenmesi gibi çığır açıcı değil. KVM, tamamıyla Linux tabanlı bir sanallaştırma (virtualization) sisteminin önünü açtı ve daha sonra Red Hat, KVM'nin geliştiricileriyle çalışarak kendi sanallaştırma çabalarını ortaya koydu.

Fakat uzun dönemde, bellek, aygıt yazılımı yönetimi ve ağ oluşturma konusundaki bu gelişmelerin, daha fazla şirketin kritik-görevli işlerinde, Linux'u işletim sistemi olarak tercih edeceğini görür gibiyiz. Zira yavaş da olsa emin adımlarla Linux'un geliştiğini görebiliyoruz. Peki ya Windows ne yapacak? Biz nefeslerimizi tutup heyecanla bekliyoruz.