T-Mobile'ın uzun zamandır beklenen telefonu G1'in detayları sonunda ortaya çıktı. Satış başlamadan önce telefonu bir komünikasyon fuarında sizin için inceleme şansı bulduk. G1'in, "iPhone katili" olarak nitelenmeye değecek ne gibi özellikleri olduğunu muhtemelen merak ediyorsunuz. G1'in bir katil olduğu doğru fakat bunu yaparken kesinlikle iPhone'a benzemek gibi bir kaygı gütmemiş. Telefonun donanımsal yönden çok yazılımsal yönüyle öne çıkmasını sağlayan en temel şey ise Google'ın geliştirdiği açık kaynak kodlu bir işletim sistemi olan Android'e sahip olması. Android hem özgün bir işletim sistemi hem de özgün bir grafik kullanıcı arabirimine sahip (GUI).
Açık kaynak kodlu bir işletim sistemi olan Android yüklü bir cihazın teknoloji meraklılarını bu kadar derinden etkilemesi ve daha satışa sunulmadan 1,5 milyon gibi devasal ön satışında rakamlarına ulaşması T-Mobile G1'i neden iPhone katili olarak nitelediğimiz hakkında sanırız biraz ipucu veriyordur.
T-Mobile G1'in kullanıcı cephesinde bu kadar tutulması için aslında çok güçlü sebepler de var. iPhone'dan 120$ daha düşük bir fiyat etiketine sahip olması ve sıra dışı açık kaynak kodlu işletim sistemi yapısının verdiği genişleme seçenekleriyle, T-Mobile G1'in, BlackBerry gibi giriş seviye bir telefonu ekarte etmesinde ve iPhone satışlarında keskin düşüşler yaratmasında aslında şaşılacak bir yan yok. Buna karşın T-Mobile G1'in iPhone'un verdiği her şeyi temin ettiği de söylenemez hatta daha çok iPhone'un hem donanımsal hem de yazılımsal olarak sahip olmadığı özelliklere yoğunlaşmış denilebilir.
Donanım
Kaydırılabilir QWERTY klavyesi açıldığında T-Mobile G1 elinize bir PDA'den çok geleneksel bir telefon gibi, rahat bir şekilde oturuyor. Cihazı sağlam bir şekilde kavramanızı sağlayan plastik yüzey aynı zamanda QWERTY klavyenin zırt pırt kaymasını da engelliyor. QWERTY klavye kullanışlılık yönünden çok şey vaat etse de; T-Mobile G1'in donanımsal yönden en zayıf kısmını arka plan rengine çok yakın bir şekilde basılan klavye harfleri oluşturuyor. Karanlıkta klavyeyi sadece telefonun ekranını ışığıyla görmek bir işkenceyedönüşebiliyor. Özellikle telefonun beyaz modelindeki tuşları okumak için bazen odanın en ışıklı yerine gitmek zorunda kalabiliyorsunuz. Telefonun her yerde bulanan stereo jaklı bir kulaklık girişine sahip olmayışı da dezavantajlarından biri. Buna karşın T-Mobile G1'in malzeme kalitesi ve ergonomi açısından beğendiğimiz bir ürün olduğunu söyleyebiliriz.
Android Grafiksel Kullanıcı Arabirimi
T-Mobile G1'in Android tabanlı grafiksel kullanıcı arabirimi BlackBerry, Windows Mobile, Symbian ve iPhone'ın GUI'si ile karşılaştırıldığında işlevselliği ve görselliği aynı potada eritebildiğini söylemek mümkün. iPhone'dan esinlenilen ekranda, uzun basınca çalışan komutlar ve dokunarak kaydırma yapma özellikleri sisteme sağlam bir şekilde entegre edilmiş.
Yazılım Geliştirme
T-Mobile G1, Android gibi açık kaynak kodlu bir işletim sistemine sahip oluşunun avantajlarını sonuna kadar kullanacağa benziyor. Google'ın Android'in program geliştirme araçlarını daha önceden yayınlaması sebebiyle daha telefon tam olarak satışa sunulmadan pek çok üçüncü parti ücretsiz program yazılmış halde kullanılmayı bekliyor. Android, Dalvik isimli özel bir Java sanal program çalıştırma sistemi kullanıyor, fakat bu sistemin detayları çeşitli araçlarla gizlenmiş durumda.
Özetle;
VPN ve Exchange Server bağlantısı gibi özelliklerden yoksun olan T-Mobile G1'i, iş adamlarına hitap eden bir akıllı telefon olarak niteleyemeyiz. T-Mobile G1'in bu eksikliklerinin yarattığı kısıtlamaların Google ve açık kaynak kodlu program geliştiricileri tarafından kısa sürede çözüleceğini düşünüyoruz. Özellikle de Apple'ın, iPhone'unun iş adamlarına yönelik bir sürümünü çıkarmasının fazla uzun sürmeyeceğini göz önüne aldığımızda Google ve T-Mobile'ın bu iyileştirmeye gitmek ya da Pazar payını kaybetmek arasında bir seçim yapmak zorunda olduklarını söyleyebiliriz. 
T-Mobile G1'in donanımsal bozulmalara ve üretim hatasından kaynaklanan durumlara karşı kullanıcılara doğrudan üretici HTC tarafından satış sonrası destek vermesi ürünün olumlu yanlarından biri. Bununla birlikte, T-Mobile G1'in; BlackBerry ve iPhone kadar çalışanları koordine etmeye uygun bir araç olmasa da; profesyonellerin, hep daha fazlasını isteyen tüketicilerin ve program geliştiricilerin taleplerine cevap verecek bir ürün olduğunu söyleyebiliriz. Bu duruma ayna tutması açısından ürünün piyasa sürülmeden sadece ön satış sürecinde 1,5 milyonluk devasa rakamlarda kullanıcının tercihi olması güçlü bir gösterge olarak ele alınabilir.
T-Mobile G1, iPhone'dan 120$ daha ucuz fiyatı ve T-Mobile'ın hem satış şekli, hem telefon tarifeleri, hem de telefonun üreticisi konumundaki mutlak hâkimiyeti ile ürün fiyatlarında yeni dalgalanmalar yaratabilir ve rakipleri karşısında pazar payını arttırabilir. Uzmanlar bu durumun Amerikan piyasasındaki Apple/AT&T ve Google/T-Mobile şeklinde gerçekleşen telefon-servis sağlayıcı birlikteliklerinden doğacak rekabetin; Amerika'dan başlayarak küresel anlamda tüm akıllı telefon fiyatlarında genel bir ucuzlama yaratacağı kanısındalar.
Her şey bir yana 179$'lık fiyat etiketi ve iki yıllık 3G sözleşmesi şeklinde ön satışı yapılan T-Mobile G1, hem bireysel kullanıcılar, hem de halen Windows Mobile tabanlı cihazlar kullanan kurumsal kullanıcılar için fiyat performans oranı en yüksek ürün olarak öne çıkıyor. Kolay kullanım olanakları ve program geliştirme ortamı da G1'in ek güzelliklerinden. Google ve T-Mobile'ın kısa sürede, G1'in eksik olan Ofis ve PDF okuyucu/yazıcı çözümlerini cihaza kazandıracağını düşünüyoruz. VPN ya da Exchange Server tabanlı elektronik posta desteğine ihtiyacınız yoksa T-Mobile G1 almanızı tavsiye ediyoruz. Tabii önce Amerika'da piyasaya sürüldükten ve bizim GSM operatörlerimizdeki iPhone fırtınası geçip ürün Türkiye'ye getirildikten sonra.